romatizmaturkcapar@gmail.com

+(90) (538) 851 48 43

İç Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları Romatoloji Uzmanı
Prof. Dr. Nuran Türkçapar
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Yazılar
  • Videolar
  • TV ve Gazeteler
  • İletişim
+(90) (538) 851 48 43
romatizmaturkcapar@gmail.com

Takayasu Arteriti

   Ana Sayfa   |     Yazılar   |     İltihaplı Romatizma Hastalıkları   |   Takayasu Arteriti

Takayasu Arteriti Nedir?

Takayasu arteriti büyük damar vasülitidir. Vaskülit, kan damarlarının duvarındaki inflamasyona (iltihaba) bağlı, daralma veya balonlaşma (anevrizma) sonucunda tıkanıklık ve bu damarın beslediği organ ve dokularda kanlanma bozukluğuyla giden sistemik hastalıklar grubudur. Takayasu arteritinde, kalpten çıkan büyük atar damar aorta ve onun dalları tutulur. Nabızsızlık hastalığı olarak da bilinir.

Takayasu Arteriti Neden Olur?

Hastalığın nedeni bilinmiyor. Bazı ailelerde daha fazla görülmesi, genetik yatkınlığı düşündürmüş ve bu hastaların çoğunun taşıdığı bazı şüpheli genlerin neden olabileceği söylenmiştir. Ancak bu genleri taşıdığı halde, hasta olmayan birçok kişi vardır. Çevresel faktörlerin (enfeksiyonlar, kötü beslenme, stres gibi) de etkili olabileceği düşünülüyor. Bugün için, özellikle bazı enfeksiyonların bu genetik özelliği taşıyanlarda hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırdığı düşünülmektedir.

Takayasu Arteriti Kimlerde Görülür?

Takayasu arteriti oldukça nadir görülen (1/200 000) bir hastalıktır. Hastalık genç kadınlarda daha fazla görülür. 15-40 yaşlarında sıktır. Kadınlarda erkeklere göre 9 kat daha fazladır. Hastalık belli coğrafyalarda daha sık görülür; Doğu Asya, Hindistan, biraz da Latin Amerika’da, diğer bölgelere göre daha fazladır.

Takayasu Arteriti Tanısı Nasıl Konur?

Hastalığı, inflamasyon ve darlık dönemi diye iki aşamada inceleyebiliriz. İnflamasyon döneminde; hastalık genellikle ergenlik veya 20’li yaşlarda, halsizlik, çabuk yorulma, hafif ateş, kilo kaybı, kansızlık gibi genel yakınmalarla bulgu verir. Bu dönemde hastaların teşhisi, Takayasu akla getirilmedikçe zordur. Genellikle hastaların kronik anemi nedeniyle birçok tedavi aldığı, psikiyatriye başvurduğu veya teşhis edilemeyen tüberküloz gibi düşünülüp tüberküloz tedavisi bile alan vardır. Bu şekilde uzun yıllar süregelen inflamasyon dönemini, darlıkların gelişmesiyle; darlık dönemi takip eder.

Darlık döneminde: Başa, kollara, bacaklara veya böbreklere (renal arterin daralmasıyla) giden kan akımının, daralmaya bağlı kesilmesiyle, kollarda veya bacaklarda çabuk yorulma, baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma, kalp krizi, felç, çok yüksek tansiyon ve ona bağlı problemlerle bulgu verir. Muayenede sağ-sol kol arasında nabız farkı (bir tarafta alınamama veya zayıflama), sağ-sol kol arasında tansiyon farkı (normalde 10 mmHg’den fazla olmaz), boyunda (karotis eksterna arteri üzerinde) tek veya iki taraflı üfürüm veya nabızın alınamaması, karında böbrek arterleri üzerinde üfürüm veya aorta üzerinde üfürüm, aort kapak yetmezliğine ait belirtiler gibi hastalığa özgü bulgular olabilir. Kan testleri tanıya yardımcı değildir. Kronik hastalık anemisiyle uyumlu görünüm ve inflamasyon bulgularını gösteren sedimantasyon hızı ve CRP yüksekliği bulunur. Asıl tanı, anjiyografi (daha az invaziv olduğu için bilgisayarlı tomografi eşliğinde anjiyografi) ile konur. Aorta ve onun dallarında daralma gösterilir. Manyetik rezonans anjiyografi de kullanılabilir. Yine son yıllarda özellikle hastalık tanısında ve aktivasyonunda (alevlenmesi), PET-CT veya PET-MRI kullanılmaktadır.

TakayasuArteriti Nasıl Tedavi Edilir?

  • Takayasu arteriti nadir görüldüğü ve erken dönemde inflamasyon bulgularıyla seyrettiğinden, maalesef hastaların çoğunluğu yıllar sonra; yani darlıklar geliştikten sonra tanı alırlar. Darlık döneminde genellikle damar cerrahisine başvuran hastalar, buradan Romatoloji uzmanına yönlendirilebilirlerse; uygun tedaviye de ulaşmış olurlar.
  • Hastalar genellikle darlık döneminde geldiğinden veya teşhis edildiğinden, bu dönemde verilecek tedavinin de etkisi kısıtlıdır. Ancak yine de inflamasyonun kontrol altına alınmasıyla darlıklarda bir miktar iyileşme, ilerlemenin durdurulması ve başka arterlerin tutulması engellenebilir. Hastalık ne kadar erken teşhis edilir ve tedavi ne kadar erken verilirse, sonuçları da o kadar yüz güldürücüdür.
  • Kortikosteroid, tedavinin önemli bir bölümünü oluşturur. Steroidin başlanma dozu, hastalığın evresine ve şiddetine göre değişir. Erken dönemde steroid dozunu azaltmaya yönelik siklofosfamid, anti-IL-6 antagonisti (Tocilizumab), anti-TNF, tedavisi eklenebilir.
  • İdame tedavide; metotreksat, azathioprin, mikofenolat mofetil, tocilizumab ve anti-TNF ilaçlar kullanılabilir. Düşük doz aspirin kullanımının faydalı olabileceğini belirten uzmanlar vardır.
  • Kan basıncının kontrol altına alınması ve kolesterol yüksekliği varsa, buna yönelik ek tedaviler verilmelidir.
  • Bazen arterlerdeki hasar, cerrahi olarak onarılmayı gerektirebilir. Cerrahi tedavinin, inflamasyon bulguları baskılandıktan sonra yapılması, cerrahi tedavinin başarısını artırır.
  • Takayasu hastalarının çoğunda, hastalık nüksedebilir veya tedavi altında sakin giderken aktifleşebilir. Bu nedenle, yakın doktor takibi ve belli aralıklarla damarları görüntüleme ile takip gerekir.

Takayasu Hastalarına Öneriler

  • Takayasu arteriti kronik bir hastalık olduğundan tedavisi de uzun yıllar sürer. Hastalığı kabul edip onunla barışık olmak tedavi uyumu açısından önemlidir. Hastalığın belirtileri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. En ufak şikayet varlığında, olası hastalık alevlenmesi açısından tetkik edilerek, tedavi yeniden düzenlenmelidir.
  • Kortikosteroide bağlı osteoporoz gelişmemesi için; yeterince vitamin D, kalsiyum ve magnezyum ile ağırlık bine egzersizler yapılmalı.
  • Kortizonun yan etkileri; tüylenme, insülin direnci ve gövdesel şişmanlık, kas güçsüzlüğü gibi yan etkileri önlemek için beslenme ve egzersiz önerilerine uyunuz.
  •  Kortikosteroid kullanırken; özel beslenme (rafine un ve şeker yok, proteinden zengin, glisemik indeksi düşük karbonhidrat tüketimi, omega-3’ten zengin, glütenden fakir beslenin) ve egzersiz yapılmalı. Barsak mikrobiyotamızdaki yararlı bakterileri arttıracak şekilde (Akdeniz tipi veya vegan beslenme veya pesketaryen gibi) ve probiyotikten zengin beslenmeli.
  • Enfeksiyonlara yatkınlık nedeniyle; zatürre ve grip aşınızı ihmal etmeyiniz.

(Prof. Dr. Nuran Türkçapar, Güncelleme Mart-2022)

Sosyal Medyada Paylaş:

Bunlar da İlginizi Çekebilir

antifosfolipid-sendromu-ve-gebelik

Antifosfolipid Sendromu ve Gebelik

Antifosfolipid antikor sendromu, çoğunlukla genç kadınlarda görülen, kanda antifosfolipid antikorlarının bulunmasıyla birlikte, arterler (atar damar) veya venlerde (toplar damar) pıhtılaşma ve/veya düşük veya gebelik sorunlarıyla giden bir otoimmün hastalıktır.

GÖRÜNTÜLE
igg4-iliskili-hastaliklar

IgG4 İlişkili Hastalıklar

IgG4 ilişkili hastalık (İngilizce IgG4-RD olarak kısaltılır) bağışıklık sistemindeki hücrelerin kendi doku ve organlarına saldırması sonucu (otoimmün mekanizmalarla) organlarda hasarla giden kronik iltihabi romatizmal hastalıklardan biridir. 

GÖRÜNTÜLE
undiferansiye-farklilasmamis-bag-dokusu-hastaligi

Undiferansiye (Farklılaşmamış) Bağ Dokusu Hastalığı

‘Farklılaşmamış bağ dokusu hastalığı’ (İngilizce kısaltması: UCTD) terimi, sistemik lupus eritematozus, skleroderma, dermatomiyozit, Sjögren sendromu, vaskülit veya romatoid artrit gibi hastalıklar için tanımlanan kriterleri karşılamayan otoimmün bağ dokusu hastalığını belirtmek için kullanılan bir terimdir. 

GÖRÜNTÜLE
İç Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları Romatoloji Uzmanı

Harbiye, Teşvikiye Cd. Dilek Apt No:9, K.1/5, Şişli, Istanbul, Turkey 34367

romatizmaturkcapar@gmail.com

Telefon: +(90) (538) 851 48 43

Web Tasarım, Seo, Google Seo,  Dijital Sağlık Ajansı, İzmir Web Tasarım

SİTE HARİTASI

    • Ana Sayfa
    • Hakkımda
    • Yazılar
    • Videolar
    • TV ve Gazeteler